DİYARBAKIR ESCORT
Diyarbakır Escort surlarının hemen yanı başında, Hevsel Bahçeleri’ne açılan dar bir sokakta, Mehmet amcanın küçük bir kahvehanesi vardı. Burası sadece çay içilip tavla oynanan bir yer değil, aynı zamanda mahallenin haberleşme merkeziydi. Sabahın erken saatlerinde esnaf buraya uğrar, tarladan dönen köylüler kısa bir soluklanma için otururdu.
Kahvehanenin hemen karşısında, sokakta top oynayan çocuklardan en meraklısı olan Hasan vardı. Hasan on iki yaşındaydı ve en büyük hayali, büyüyünce iyi bir aşçı olmaktı. Annesi,
Diyarbakır Eskort ’ın meşhur kaburga dolmasını en güzel yapanlardan biriydi ve Hasan her akşam onun yanında durup nasıl yaptığını izlerdi. “Oğlum, yemek sabır işidir,” derdi annesi. “Önce eti dinlendireceksin, baharatı iyi ayarlayacaksın, sonra kısık ateşte pişireceksin.”
Bir gün Hasan, babasının ona verdiği üç beş lirayla surların oradaki pazara gitmeye karar verdi. Hevsel’den yeni toplanmış domatesleri, biberleri ve taze otları almak için sabırsızlanıyordu. Pazar yerine vardığında, yaşlı bir kadın dikkatini çekti. Kadın, elindeki el işi oyalı yazmaları satmaya çalışıyordu ama pek müşteri yoktu. Hasan yanına yaklaşıp, “Teyze, bunları sen mi yaptın?” diye sordu. Kadın gülümsedi, “He ya evladım, biz buraların eski adetlerini unutmamak için yaparız bunları.”
Diyarbakır Escort Bayan
Hasan bir an düşündü. Mahalledeki herkesin bu yazmalardan haberi olsa, belki kadın daha fazla satabilirdi. Hemen Mehmet amcanın kahvehanesine koştu ve oradaki büyüklere bu yazmalardan bahsetti. “Bizim mahallede düğünler eksik olmaz,” dedi. “Bunları gelinlere alsak nasıl olur?” Kahvehanedekiler başlarını salladı. “İyi fikir Hasan, getir bakalım bir görelim,” dediler.
O günden sonra, Hasan’ın pazardaki yazmacı teyzeyle arası çok iyi oldu. Kadın ona
Diyarbakır Escort bayanlar ’ın eski düğün geleneklerini anlattı. Eskiden düğünler üç gün sürerdi, gelinler kırmızı kuşakla baba evinden çıkardı, damatlar ise düğün alayında davul-zurna eşliğinde oynardı. Hasan, bunları duydukça kendi mahallesinin geçmişine daha da ilgi duymaya başladı.
Bir gün, mahallede büyük bir düğün olacağı haberi yayıldı.
Diyarbakır Ofis Escort Hasan hemen yazmacı teyzeye gidip bir tane yazma aldı ve düğün günü gelinin başına takması için hediye etti. Bu küçük ama anlamlı hediye herkesin hoşuna gitti. O günden sonra, mahallede kim evlenirse, Hasan’ın aldığı bir yazma gelinin çeyizine mutlaka konurdu.
Yıllar geçti. Hasan büyüdü, gerçekten de iyi bir aşçı oldu.
Diyarbakır Escort ofis ’ın meşhur kaburga dolmasını, ciğer kebabını, meftunesini en güzel yapan ustalardan biri oldu. Ama ne zaman surların arasındaki eski mahallesine gitse, Mehmet amcanın kahvehanesinde bir çay içer, Hevsel’den gelen çocukları izler ve gülümserdi. Çünkü o da bir zamanlar oradaydı, Diyarbakır’ın sokaklarında, geleneklerinin peşinde koşan meraklı bir çocuktu.